Tekrar Tekrar Arızalanan Araç Davası
Tekrar tekrar arızalanan araç ile ilgili bir davaya ilişkin Yargıtay kararı incelemesi…
Tüketici; 01/04/2014 tarihinde satın almış olduğu 2014 model … 1.6DCI marka/model aracın garanti süresi içerisinde aynı arızayı ikiden fazla tekrarlaması sebebiyle arızalı maldan yararlanmamanın süreklilik arz ettiğini ileri sürerek, ayıplı araç satışı nedeniyle araç fatura bedelinin 01/04/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Konuya ilişkin Yargıtay kararının incelenmesine geçmeden önce, bu konuda yazmış olduğumuz makalelerimizi incelemenizi tavsiye ederiz:
Ayıplı Araçlarda Tüketici Hakları
Sıfır Araçta “Ücretsiz Onarım” / Tüketici Hakları
Önceki yazılarımızda da belirtildiği üzere, ayıplı aracın satış bedelinin iadesi amacıyla dava açıldığında tüketicinin elde edeceği satış bedeline faiz işlemez. Faiz, ayıplı aracın satıcıya teslimden itibaren başlar. Dolayısıyla satış bedelinin iadesinin istendiği durumlarda tüketici çok zor durumlarla karşılaşılır.
AKA HUKUK olarak, bu tür davaların, fatura bedelinin iadesi değil aracın misliyle (benzeriyle) değiştirilmesi talebi ile ikame edilmesi gerektiğini önemle belirtmek isteriz. Bu konuyla ilgili olarak Misliyle Değişim Hakkı isimli yazımızı inceleyebilirsiniz.
Tüketici, bu aracı sıfır kilometre olarak satın almış, araç defalarca kez arızalanmış, tekrar tekrar arıza yapan bu araç ile ilgili fatura bedelinin iadesi amacıyla dava açmıştır.
İlk derece (Tüketici) Mahkemesi tarafından, hatalı bir şekilde, tüketicinin, daha önce onarım hakkını kullanmış olması sebebiyle, aracın fatura bedelinin iadesini talep edemeyeceği şeklinde karar vermiştir. Bu karar elbette yanlıştır.
Tüketici, onarım hakkını kullanmasına rağmen, servis tarafından doğru şekilde onarılamayan araç ile ilgili elbette diğer haklarını (değişim, para iadesi) kullanabilir.
Nitekim, Tüketici Mahkemesinin bu hatalı kararı, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ortadan kaldırılmış ve tüketicinin talebi doğrultusunda aracın fatura bedelinin iadesine karar verilmiştir.
Öyle ki, servis tarafından tamir edildikten sonra tekrar arızalanan bu araç daha sonra tüketici tarafından başka bir kişiye satılmıştır. Bu durumda tüketici, seçimlik hakkını değiştirebilir. Nitekim, bu olayda da tüketici, önce, bedel iadesi şeklinde ileri sürdüğü talebini daha sonra (aracı satmış olması sebebiyle) bedelde indirim talebine çevirmiştir.
Bu sırada dosya Yargıtay’a gitmiş ve Yargıtay da tüketicinin bu son talebi (satış bedelinden indirim) hakkında karar vermek üzere dosyayı yeniden Bölge Adliye Mahkemesi’ne göndermiştir.
Tekrar tekrar arızalanan araç ile ilgili Eylül 2021 tarihli Yargıtay kararının tam metni şu şekildedir:
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6845 E. 2021/8545 K.
“İçtihat Metni”
BAKIRKÖY 4. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 01/04/2014 tarihinde satın almış olduğu 2014 model … 1.6DCI marka/model aracın garanti süresi içerisinde aynı arızayı ikiden fazla tekrarlaması sebebiyle arızalı maldan yararlanmamanın süreklilik arz ettiğini ileri sürerek, ayıplı araç satışı nedeniyle araç fatura bedeli olan 105.336 TL’nin 01/04/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davanın reddini dilemişlerdir
İlk derece mahkemesince, ‘davacının aracın arızalanması karşısında onarım hakkını (6502 sayılı Tüketici Kanunun 11-1-c Maddesi) kullanmış olduğuna ve bundan sonra da araç sadece üç defa arıza gösterdiğine göre, Garanti Belgesi Yönetmeliği’nin 9. Maddesinde belirtilen, ayıplı malın ücretsiz değişimi ve bedelin iadesi gibi şartların oluşmadığı ‘ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesi tarafından ‘davacı onarım hakkını kullandığı halde arızanın devam etmesi durumunda seçimlik haklarından yararlanabilecektir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın mevcut arızasından kaynaklı olarak gizli ayıplı olduğu, her ne kadar servisçe onarılmaya çalışılsa da arızanın davam ettiği ve maldan faydalanmamayı sürekli hale getirdiği ‘ gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ileilk derece mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere kaldırılmasına
Buna göre:davanın kabulü ile dava konusu aracın fatura bedeli olan 105.335,36 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dava konusu aracın her türlü takyidattan ari şekilde davalıya teslimine karar verilmesi üzerine; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir .
1- Tüketici hukukunda ayıba ilişkin düzenleme, uyuşmazlıkta uygulanması gereken 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (THKK) 4. maddesinde yer almaktadır. Anılan maddenin 1. fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Kanun’un 4/2. maddesinde satın aldığı malda ayıbın ortaya çıkması hâlinde alıcının seçimlik haklarının nelerden ibaret olduğu belirtilmiş olup, tüketici bu durumda; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Söz konusu seçimlik haklar yönünden, satıcı tüketicinin talebini yerine getirmekle yükümlüdür.
Maddenin üçüncü fıkrası hükmüne göre; satıcı ile birlikte imalatçı-üretici, bayi, acente, ithalatçı, 10. maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre; kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur.
Bu kapsamda; satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin olarak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Alıcının seçimlik hakları” başlığı altında düzenlenen 227 ve devam maddeleri önem taşımaktadır.
Uyuşmazlık konusu ile sınırlı olarak söz konusu hükümler incelendiğinde; anılan maddenin üçüncü fıkrasındaki; “Alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” hükmünde hâkime, somut olayın özelliklerine göre sözleşmenin feshi talebi adil bulunmazsa satış bedelinin indirilmesine karar verebilme imkânı tanındığı görülecektir.
Bazı durumlarda ise; ayıba bağlı seçimlik haklar yönünden tüketicinin tercihi, ayıbın şekli, malın değeri, ayıbın ileri sürülüş süreci gibi her somut olayda farklılık taşıyan kıstaslar çerçevesinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2/2. maddesindeki hakkın kötüye kullanılması hâli olarak dahi değerlendirilebilecek ve hâkimin dürüstlük kuralına uygun olmayan tercihe müdahalesi gündeme gelecektir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davaya konu aracın ilk derece mahkemesinin 22.06.2017 tarihli kararından sonra, davacı tarafından 19.04.2018 tarihinde dava dışı üçüncü bir kişiye satışının yapıldığı ve davaya konu aracın el değiştirme sonrasında 19.10.2019 tarihinde ağır hasar kaydının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı temyiz dilekçesinde, aracın üçüncü kişiye satışının yapılmış olmasından bahisle, ayıp nedeniyle doğan araçtaki değer kaybının hesaplanarak davalılardan tahsiline yönelik beyanda bulunmuştur
Her ne kadar, davacı tarafından, dava dilekçesinde araç fatura bedeli talep edilmiş ise de; yargılama sürerken aracın dava dışı üçüncü bir kişiye satışı sonrasında, dava konusu araçta ağır hasar kaydının oluştuğunun anlaşılmasıyla gelinen safha ile birlikte; davacının temyiz dilekçesinde ayıp oranında indirim talep beyanı da nazara alınarak, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm tesisi gerekmektedir. Bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, dosyanın bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.